21 Ekim 2012 Pazar

DÖNENCE


Görmez insan perde var ise gözde
Duymaz insan pislik var ise sözde
Bakamazsın gökteki senin olmayan yıldıza
Zannetmeki girersin sen kokmayan kalbe

Görür insan iyilik var ise gözde 
Duyar insan muhabbet var ise sözde
Senin gökteki Ay,Yıldız,Evren
Zannet ki girersin senle dolan kalbe



Ben yanlızım deryalar,küçük bir damla gibi
biliyorum okyanusta yanlızlık olmaz ama
Ben yanlızım okyanusta kalabalıkta insan gibi 
Biliyorum kalabalıkta yanlızlık çoktur ama

Su içipte gördüğüm bir çok hayalim var benim
Onsuz geçen günleri yaşamış saymaz benliğim
Aşk sinemde bir nişan ,bir rozet gibi durum
Var olmayınca canan ,tekrar doğar hiçliğim



Bre arkadaş aç gözü dünya bataklıktadır
batan geminin malı,insanlık ucuzluktadır
Kahpe kalpli insanı, el üstünde tutanlar 
Foseptik çukurundaki yaratıklardır

Söz yazarak biterse,yürek neden dururki 
Bildiğim şeyleri söylemeden öldüm ben
Yazdım cizdim olmadı ,gördüm ki hayat feci
Dünya dünyaya gelmeden,ölümle aşıktım ben..

20 Ekim 2012 Cumartesi

HEMŞİRELER & HOSTESLER

       Geçen ay bir uçak yolculuğu yapmıştım ve bu yazıyı aslında o zaman yazmak aklıma düşmüştü.Aslında aklıma düşen onların rahatlığı bizim rahatsızlığımız.
       Dün gece öyle bir nöbet tuttum ki tam anlamıyla berbattı ve beni tamamıyla bitirdi.Öncelikle nöbete gelir gelmez bir hasta ex oldu . Sonra sözde işlerimi erkenden bitirip dinlenecektim ama ama dahiliye servisinde kime ne olacağı hiç bilinmez.ve bir baktım ki hasta fenalaştı kan şekeri 43 olmuş hemen dekstroz aç falan filan derken toparlanmayan hastaya anestezi doktoru çağrıldı .1 saat sonunda hasta entübe olup yoğun bakım ünitesine kaldırıldı.
 Aslında bu anlattıklarım benim değil her hemşirenin başından geçen artık sıradanlaşmış bir koşuşturmaca ki günümüzde artık hemşire sayısı bence yeterince az 25 hastalı bir servise tek hemşire bakıyor ne yazık ki...
 Birde madalyonun diğer tarafından bakmak gerekli tabiki hosteslere .. Onların iş hayatı bence gayet kolay ..
Konuşmadan güvenlik meselelerini anlat (sağlam, sağlıklı bilinçli insanlara) sonra kemerleri kontrol et ,tepe bagajlarının kapaklarını kapat... Birde elinde bir araba ile çeşitli içecek ve yiyecek sat... Çalışma saatleri hakkında çok bilgim yok ama hiç biri 24 saat nöbet tutmuyordur veya 16 saat bile tutmuyorlardır bence ? peki bu kadar rahat çalıştıkları halde aldıkları para ne ?



özel şirketlerde 1500-2500 tl
thy 3600 tl ....
 peki hemşireler
özelde 1200den başlıyor devlette ise...
 4 yıllık hemşirelik mezunu 1240 tl
döner sermaye 600 tl
lise mezunu  1040 tl
döner sermaye 500 tl
 maalesef  ama birde şartlar var tabi şimdi ekonomik boyutunu geçtik diyelim ...En son uçak ne zaman düştü ? benim bildiğim yok peki en son hastanede hasta ne zaman öldü belkide biraz önce ve hasta yakınları o psikoloji ile ya doktora saldırıyor ya hemşireye

Belki de uçak türbülansa girer ? kime ne oldu ki? Ama hepatitli bir hastanın veya aıds li bir hastanın iğnesi eline batması veya tüberkülozlu bir hasta ile aynı ortamda bulunmak hangisi daha riskli sizce.
   Siz hiç hostesin taciz veya darp için mahkemeye başvurduğunu duydunuz mu ?
bir hayvanın acil hemşiresine yaptığı bir örnek.
   Ben 25 hastalı bir serviste yanında sadece bir personelle (ki her hastanın biri yakını vardır ) tek başına bir hemşire ve sapıkça duygularla odasında tek başınadır kimin ne b.. olduğunu kimin nasıl bişeyler yapabileceğini bilmeden ...
    Acile gelen hasta yakınının belinde bir silah bir bıçak olma olasılığı ile uçağa binen yolcunun yanında bomba ihtimali ne kadar ki ? Acili maalesef özel güvenlik( ki onlarda aldıkları 800 tl maaşla sadece sözlü olarak uzaklaştırmaya çalışır) koruyor . Bir tane bile polis olmaz .Ve çağırdığında 15 dk sonra gelirler ne yazık ki
    Şimdi soruyorum bir tarafın böyle rahat ve güzel bir hayatta (belkide bana öyle geliyor ) 3600 tl maaşla çalışmasımı adalet .. Yoksa acilde yoğun bakımda canını dişine takıp insanlar iyi olsun diye uğraşan kişiye 1800 tl maaş vermek mi?

Adaletli bir dünya için daha kaç yıl beklememiz gerekir.
Veya yaşayabilmek için bu dünyada daha kaç kez ölmemiz.


dip not: 10.12 2010 tarihli bir yazıdır. bazı şeyler değişmiş olabilir ama daha kötüye giden varsa sağlıkça olan şiddet!!!!

16 Ekim 2012 Salı

Tanrı daima tebdil-i kıyafet gezer -Laurent Gounelle

       Merhabalar saygıdeğer sayfam ... Yine uzunca bir ara verdik seninle farkındayım ama kitapla arama birçok etken girmedi değil hani ..Birincisi herkesin ve özellikle kitapların başdüşmanı olan televizyon girdi .Aslında çok televizyon izleyen biri değilim ama teknoloji seven biri olunca bir de yeni bir televizyon alınca insan hevesini alana kadar kafasına göre takılıyor .Tabi birde pes 13 çıktı ya birde o var tabi ... Aslında onunla ilgili bir yazıda yazmak gerekebilir..
       Her neyse gel gelelim kitaba
      Tüm bu araya girenlerden ötürü kitabı yaklaşık bir ay gibi uzun bir süre elimde taşıdım aslında 23 günde 100 sayfa 2 günde 300 sayfa okudum denebilir :)
     Kitabın ilk 100 sayfasında benim ve arka sayfada bize bıraktığı izlenim kişisel gelişim tadında romandı ve ilk sayfalar böyle ilerledi ama daha sonra böyle bir anda bir iz sürme operasyonu başladı (beyoğlu rapsodisi gibiydi) Kişisel gelişim gibi başladı ama roman olduğunu ve  onunda bir hikayesi olduğunu söylüyor kitap size..
     Yazarın anlatımı da gayet sade ve sıkmayan türden... gayet sade ve öyle dolambaçlı yollar izleyip okurum beni anlamadığı için sevsin gibi bir yaklaşımı yok ben kaleminide sevdim ..
   Verdiği mesajlar olsun anlattığı hikaye olsun laurent gounelle .Favori yazarlar arasına girebilir benim için ilk okuduğum romanını sevdim açıkçası...


güzel bir dostluktu bizim kisi Tanrı daima tebdil-i kıyafet gezer -Laurent Gounelle teşekkürler...