20 Kasım 2012 Salı

eLVEDA sAyGıDEĞer SayFaM

Tüm yazılanlar kalacak sende
ve bir elveda bu
 artık kitaplarımı kitabın kadim dostu deftere yazacağım onla dertleşeceğim
kimseyle dertleşmeden
kimseye beğendirmeden
sadece kendime ait olacak
dün gece oturup düşündüm
sahi niye yazıyordum ki blog
5 aydır tek bir yorum bile olmuyordu
bana ne faydası bardı ki
sonuçta burdada yanlızdım
sonuçta belki birileri okuyordu günlük 40 kişi giriyordu belki
ama
sessiz bir çığlıktan başka neydi ki
kapatıcam demiştim ama kıyamadım
artık yazmayacağım böylece kalcak
yazdıklarımla ...
Yazacaklarımı ayrı bir kitap defteriine yaacağım artık
bir şiir defterim olacak
birde günlük yazmaya başlıyacağım
kusura bakam saygıdeğer sayfam
belki bir gün
küçük bir şeyler yazarım hakkımda
neler yaptığım hakkında
Teşekkürler herşey için beni dinlediğin için...
TEŞEKKÜRLER 49 kişiye tek tek beni takip etmeye değer buldukları için
beni okudukları yorum yaptıkları için ....

iletişim
tsunami137@hotmail.com
https://twitter.com/felsedeb
(kim ulaşmak ister bimiyorum ama ::)

hoşça
kalınız

StyloPunk

12 Kasım 2012 Pazartesi

Ateş,Güneş Ve Ada -ERTÜRK AKŞUN

       Bir yeni kitapla daha beraberiz saygı değer sayfam ama bu kez roman değil .Hayata dair, erkeklerin (17-22yaşlarındaki erkeklerin desem daha doğru olur)iç dünyasına dair bir kitaptı ateş güneş ve ada . Gayet anlaşılır ve dolambaçlı yollar seçmemiş. Bir türke nazaran taşradan gelmiş birine nazaran(kendi değimiyle) fazlasıyla açık fazlasıyla cesaretli yazmış Akşun .
     Öncelikle kadınlara bakış açısını sonra hazzın bitişinden yeni bir keşfe kendi iç dünyasına olan yolculuğa kitaplara olan açlığa ve kitapların sana verdiği hazza deyinmiş.Aşkı,dostluğu ,bazen seksi bazen de kavgaları..... Bir erkeğin yaşadığı her şey var mastürbasyon bile ..
      Daha fazla kitap hakkında konuşmak istemem şayet anlatılacak çok şey var İster kadın ister erkek olun erkekleri ama okumanız gereken bir kitap...Kendi erkeklik yolculuğunu güzel anlatmış. Keşke her erkek kitaplarla bitirse yolculuğu içindeki boşluğu oralarda kitaplarla doldurabileceğini onlarda aldığı hazzı kadınlarda alamayacağını ,kitap okudukça okumasını daha çok kırbaçlayacağını doyum noktası olmayacağını anlasa belkide ülkemizde bu kadar geri kafalı anlayışsız kadınlara et gözüyle bakan toplulukta insan sayısı daha az olabilirdi.Ben bile şikayetçiyim okuyan erkek bulamamaktan bir erkek olarak şikayetçiyim.Ki okumadıkları gibi birde entel naber diye dalga geçme sanki kitabı kızlara yaklaşılabilecek bir araçmış gibi görme huyları bile var .Ağlanacak bir haldeyiz.Kitaplar ülkemizde özellikle çoğu erkek için hiç bir anlam ifade etmiyor maalesef ve kitapları erkeklerin hayatına sokmadıkça da kimsenin bence insanlık adı altında yaşayacağı yok . 

  Teşekkürler ERTÜRK AKŞUN-ATEŞ,GÜNEŞ VE ADA :) güzel bir dostluktu bizimkisi hoş sohbetler ettik güzel şeyler kattın ve anlattın bana :)

Birde kitap okuma zamanımda  twitter da paylaştığım fotoları rt yapan ve yazdıklarıma cevap veren Ertürk Akşuna bir okura bir hayalet gibi değilde bir insan olarak davrandığı , beni var olarak gördüğü ve cevapladığı için ayrıca  teşekkür ederim
 :)


                         


    Birde kitaptan   instagram fotoğraflarım var 







Varomanın Dayanılmaz hafifliği -Milan KUNDERA

         Bir kitap daha bitti aslında bir dostluk daha demeliyim saygıdeğer sayfam ..Biraz geç olsa da yazıyorum çünkü bugun başka bir kitabı daha bitirdim ve sıkıştırmamak için sana yazmanın doğru olduğunu düşündüm

                                                                                                          Kitaba gelirsek
  Daha önce hiç milan kundera okumadım ve açıkçası kitabın kapağı ve arka sayfa yazısı ilk defa bende bir his yaratmadı ama milan kunderanın bu kitabını yanlış hatılamıyorsam Elif Şafak 'ın şemspare isimli kitabında bahsettiğini hatırlıyorum birde tabi ''Baba ve Piç ''te ..kundera cafe vardı..
  Kundera bu romanda aslında hem yazmış hem açıklamış.Normal de bir çok roman da görsel betimleme yapılırken kundera betimlemelerini insanın ruhsal yapısına yapmış... Yokluğu ve varlığı ;beyazla siyah kadar güzel çizgilerle anlatmış ve bunu sadece aşkla anlatmış .Bir çok insan duygusu işlemiş romanda ve bu kitabı daha çekici daha alımlı kılıyor ..Biraz erişkin kitabı oluş desem yalan olmaz sanırım yani belli bir yaş sınırı koymak gerekli bence bu kitaba. çünkü bazı yerlerde cinsellik (bence muhteşem bir anlatımla) anlatılmış.
             Politikayı çok sevmesemde beni sıkmadı kitap .Yanlış anlaşılmasın sakın çok sık bahsedilmiyor politikadan ama yinede olayların geçtiği çevre komünist rusya döneminin başlangıç evresinde geçiyor ..
        Kitapta bence size uygun bir karakter bulmanız gayet te mümkün belki terezasınızdır belki tomas ..sabina veya franz ..hatta karerin gibi bile hissedebilirsiniz(karerin tereza ve tomasın köpeği) neyse kitabın içine çok girdik .Bence güzel ,insanın iç dünyasını yalın bir dille ve direkt olarak anlatan bir romandı
  Sevdim seni kundera tekrar görüşmek dileğiyle
  güzel bir dostluktu bizimkisi teşekkürler

Milan kundera -Varolmanın dayanılmaz hafifliği





5 Kasım 2012 Pazartesi

saygı değer SAyfAM

YAZILMASI gereken 2 film(fetih 1453 ve vampir avcısı abraham lincoln ) var 
tabi birde kitap (varolamanın dayanılmaz hafifliği) var ama asıl konum şu.. Artık eski dostlar diye haftada bir konu yapacağım okuduğum ve blog ta yazmadığım kitaplarla (bazen bir bazen iki kitap olabilir) sohbetlerimi yayınlayacağım nerde okumuştum  neler hissetmiştim hepsini hatırlayıp dost meclisinde konuşacagız eski dostlarımla hafta da bir kez eski dostlar köşesi yapacağız böylece.. Her neyse 2013 yılın kitap hedefim hakkında düşünüyordum bugun onun hakkındada gerekli  sayıyı bir köşeye yazma gerekiyor ama önce 2012 hedefimi tutturmam gerekli .... şimdilik aklımda bunlar var ve umarım uygulamalarımda aklımdakilere yakın olur .. geceleri nöbet gündüzleri oğlumdan fırsat yarattıkça kitap okumam ve hayata dair hayallerimi yeşertmem gerekli ... 

yaşlanarak değil yaşayarak ölmek içinn....i

Stefan Zweig-SatranÇ

      Uzun süredir okumak istediğim ama bir türlü almak için fırsat bulamadığım bir kitaptı.
       Neden almak istiyordum çünkü satranç seven biriyim çok iyi olduğumu söyleyemem ama dikkat eksikliğim gün ışığına çıkmadan oynarsam kötü de sayılmam aslında . SAtrancı yegenimden öğrenmiştim.Ve bence çok güzel bir oyundur .Keşke milletimizde okey,tavla yerine satranç oynansa idi diye düşünemlerdenimdir.
   
Kitabı alma hikayemse daha bir garip ve raslantısal açıkçası.İstiklal caddesinde aylak aylak gezerken bir de ara sokaklara bakalım dedim ve rasgele girdiğim bir sokakta sahaçılar çarışısı buldum.
   


    İçeriye girince sihirli bir koku beni hapsetti sanki.Kitap kokusu çarşıya girmeniz için en büyük etken yaklaşık 10 tane sahafçı var ve hepsi ayrı ayrı güzel kitaplarda pahalı değil.Birde çok sevecendi bir tanesi kitaplara bakarken önce çay içermisin dedi sonra sen kitaplara bak ben bir namaz kılayım geleyim dedi bende seve seve kabul ettim 10 dk lık ta olsa sahafçı dükkanım olmuştu :) her yer kitap ve o işyeri senin .inanın çok güzel bir duygu..Ama 5 yıl sonra bitecek bu iş diyor sahafçı abimiz .    
        Yaklaşık 2 saat içerde geçirdim.. Benim için büyük kayıp çünkü ilk kez görüyordum çarşıyı birde çarşı içinde eski tip çay ocağı vardı .Bence en iyi çay orada yapılıyor.
     Oldum olası sevmişimdir o tarz çay ocaklarını.
oturdum o güzel kitap kokuları ve sıcak çay eşliğinde kitap okudum.4 tane de kitap aldım
   

Eve gelir gelmez ise başladım satrancı okumaya .Başlarken içimde sıkıcı mı acaba soruları yok değildi aslında ama cidden değilmiş hatta çok güzelmiş diyebilirim.. Anlatımı yalın ve betimlemeleri gerçekten güzeldi..

 SAtranç maçı ise gerçekten gözlerininiz önünde yaşanıyor ve müthiş keyif verif verdi bana..Stefan Zweig' in ilk kitabı idi. Bir yazarı sevmem için en az iki kitap okumam gerekiyor ama ilk kitabı ile benden geçer not aldı 70 sayfalık bir kitap bir gece oturup şekerleme tadında okunabilecek gerçekten kayif verici bir kitaptı.Ben beğendim ama satranç oynamayı bilmeyen biri nasıl bir yorum yapar bilemiyeceğim ....

Seninle sohbet etmek hoştu saygıdeğer dostum Satranç ...
Ve anlattıklarını bir kez daha dinleyeceğim başka bir hikayede Stefan Zweig
Teşekkürler